BEYTEPE ANKARA PSİKOLOG, PSİKOLOJİK PEDAGOG DANIŞMANLIK MERKEZİ BİREYSEL TERAPİ HİZMETLERİ HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER
Merhaba değerli okuyucularımız bireysel erişkin terapisi hakkında Google, Yandex, Bing, Yahoo ve Yaani gibi büyük arama motorları üzerinde araştırma yapıyor ve bu konu hakkında bilgiler arıyor iseniz, tebrikler şu an bu konuda olabileceğiniz en doğru ve en güvenilir bireysel erişkin terapi merkezinin web sitesinde bulunmakta olduğunuzu size söyleyebiliriz.
Sizlere Beytepe Ankara psikolog, psikolojik pedagog danışmanlık merkezi olarak bireysel terapi hizmetleri konusunda en iyi şekilde hizmet vermeye hazırız.
Bireysel terapi hakkında sormak istediklerinizi bizlere web sitemizde bulunan iletişim sayfasındaki iletişim numaraları üzerinden hiç çekinmeden sorabilirsiniz.
Veya web sitemizin sağ alt köşesinde bulunan WhatsApp canlı destek bölümünden bizlere dilediğiniz zaman hızlı bir biçimde ulaşabilirsiniz.
Şimdi gelin hep birlikte bireysel terapi nedir ve bireysel terapi hizmetleri neleri kapsamaktadır detaylı bir biçimde sizlere anlatmaya başlayalım.
Bireysel Erişkin Terapisi Nedir?
Bireysel terapi danışanın gereksinimleri doğrultusunda terapötik bir ortamda gerçekleştirilen, iyi olma yolculuğunun yapıldığı, etik kurallarla yapılandırılmış profesyonel bir çalışmadır.
Terapi, bireylerin kendini daha iyi tanıması, güçlü ve zayıf taraflarını, olumlu ve olumsuz duygularını fark etmesi, yanlış ve olumsuz duygu, fikir ve davranışlarını kontrol etmesi ve yaşadığı ruhsal sorunları aşabilmesi için psikoterapist ile beraber yürüttüğü bir kendini tanıma, anlama ve tedavi sürecidir.
Bireysel yetişkin terapide, danışan ve psikoterapist için bir itimat bağı ve güven ilişkisi oluşturulur.
Danışan hasta ve psikoterapist uzmanı arasında kurulan güven ilişkisi, her zaman iyileştirici etkiye sahip bir iş birliği ortamında sağlıklı olarak gerçekleşmektedir diyebiliriz.
Terapi süreci içerisinde kişinin bakış açılarının değişmesi, problemlerini daha iyi çözümleme ve tanımlama konusunda daha etkin olmasını ve çözüme giden yolda mesuliyet almasını sağlamaktadır.
Böylece birey terapi sürecinin sonrasında da bu bakış açısı ile hayatta karşılaştığı sorunlarla nasıl baş edeceğini öğrenecek ve bu sorunlar karşısında duygu, fikir ve davranışlarını daha iyi kontrol edebilecektir.
Bireysel erişkin terapinin mevzusu olan sıkıntılar ve zorluklar, her danışana göre bakılırsa farklılık göstermekte ve terapinin gidişatı da bu farklılık ile şekillenmektedir. Bu durumlar şu şekildedir;
Depresyon
Depresyon, devamlı bir üzüntü ve ilgi kaybına yol açan bir duygu vaziyet bozukluğudur.
Bireyin gündelik yaşamını, uyku, yeme düzenini ve hayattan aldığı yaşama zevkini sekteye uğratabilir.
Bu durumda bireylerin hissettikleri, düşünceleri ve davranışları etkilenir ve bundan dolayı çeşitli duygusal yada fizyolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
Biyolojik, psikolojik ve toplumsal faktörlerin birleşimiyle kişide depresyon emareleri gözlemlenebilir.
Bir tek beyindeki kimyasal bir dengesizliğin sonucu olarak yaşanan bir konum değildir ve yalnızca ilaç desteğiyle iyileşme sağlamak mümkün değildir.
Depresyon rahatsızlığı olan bireylerin pek çoğu düzenli ilaç tedavisi, psikoterapi veya ikisinin birleşimi ile kesintisiz devam eden bir tedavinin sonucunda iyileşerek sağlığına kavuşabilir.
Depresyonun emareleri nelerdir?
Üzüntü, çaresizlik ve acizlik hissi,
Değer görmediği hissine kapılmak, kendini suçlu hissetmek, geçmiş başarısızlıklarda sürekli kendini suçlamaya takılmak ve bunu çok sık yapmak,
Enerji kaybı;
Yeteri kadar düşünme, dikkat ve konsantre olma sorunu, sağlıklı karar verme ve bir şeyleri hatırlamada problemler yaşamak;
Cinsel istekte azalma,
negatif düşünceleri denetim edememe,
sosyal yaşantıya;
gündelik aktivitelere, arkadaş buluşmalarına ve eskiden keyif alınan şeylere karşı ilgi kaybı;
Normalde olduğundan daha sinirli, sabırsız veya huzursuz olma,
Alkol ve kötü alışkanlıkların, madde tüketimlerinin ya da başka türlü tehlikeli alışkanlıkların fazlalaşması;
Açıklanamayan acı ya da ağrılar, baş sırt, kas ya da mide ağrısı benzer biçimde fizyolojik şikayetlerde artış.
Anksiyete – kaygı bozuklukları
Anksiyete bir öteki adıyla kaygı bozukluğu, psikolojik bir rahatsızlıktır.
Gündelik hayatımızda bazı bazı anksiyete yaşamak olağandır.
Çünkü gün içinde karşı karşıya kaldığımız olaylardan dolayı endişelenebilir yahut gelecek ile ilgili maddi-manevi anlamda kaygılar duyabiliriz.
Anksiyete bozukluğu olan kişilerde, yoğun, devamlı idame eden bir kaygı hali ve gündelik hayatta rastlanılan durumlara karşı vehamet vardır.
Bu duyulan aşırı endişe, kaygı, panik durumu gündelik aktivitelerin süregelmesini sekteye uğratır.
Kaygının temellerine ulaşabilmek ve inebilmek için, onu en iyi şekilde analiz edip anlamlandırmak için bir terapi desteği alınması yararlı bir durum olacaktır.
Terapi esnasında, bireyler kendileri ile ilgili belirsiz noktalara temas ederek, mevcutta yer alan kaygı alanını tanımaya ve ona yaklaşmaya başlayacaktır diyebiliriz.
Kaygı bozukluğu şu şekilde olabilmektedir; panik ve durum bozukluğu, sosyal kaygı ve endişe hissi, geçmeyen fobiler ve genel kaygı bozukluğuna bağlı korku gibi türlere ayrılmaktadır.
Kaygı türlerine göre belirtiler farklılık gösterebilir.
Kaygı bozukluklarının emareleri nelerdir?
– Kendini gerilmiş, huzursuz ve panik halinde hissetmek
– Nefes darlığı, ağız kuruluğu yaşamak
– Felaket ve kötü şeyler yaşanacakmış gibi endişeli bir hal oluşması
– Kalp atışlarında yaşanan aşırı hızlanma
– Aşırı terleme
– Ellerde titreme hali
– Odaklanma, konsantrasyon problemleri
– Hazımsızlık sıkıntıları
– Kaygı duymayı tetikleyecek etkilerden kaçınma hali
– Uyku problemleri başlıca semptomlardan sayılabilir.
Panik atak ani ve yoğun tehlike, beraberinde ürkü atakları meydana getirebilir.
Bunlar olurken göğsünüzde ağrı hissedebilirsiniz, vücudunuzda aşırı ter boşalması yaşanabilir, kalp atışlarınızda anormal bir hızlanma oluşabilir..
Bazen süreç boğulduğunuzu ya da kalp krizi geçirdiğinizi düşünmenize sebep olacak kadar ağır seyredebilir.
Panik atak, bir yada daha çok defa yaşanabilir.
Tekrarlama durumu tetikleyiciyle birlikte yahut kendiliğinden gerçekleşebilir.
Tekrarlanan ataklar, bireyin yaşamını zorlaştırabilir ve yaşamdan aldıkları keyfi olumsuz etkileyebilir.
Semptomlar aniden ve hızlıca ortaya çıkar ve toplamda on dakika içinde en yoğun seviyeye ulaşabilir. Semptomlar ayrı ayrı yahut birlikte gözlemlenebilir.
Ataklar çoğu zaman 20-30 dakikaya kadar sürerken 1 saatten fazla devam eden korkutucu ataklar nadiren görülür.
Korku ataklarını tetikleyen emareler nelerdir?
Çarpıntı, kalp ritminde deforme
Terleme
Göğüs ağrısı ya da sıkışma
Nefes alamama
Nefes darlığı ve boğulma hissi
Baş dönmesi, bayılacak gibi hissetme
Üşüme, ürperme veya sıcak basması
Mide bulantısı yahut karın ağrısı
Kendini çevreden tuhaf ve farklı hissetme
Kontrolünü yitirme ya da çıldırma korkusu
Ölüm korkusu
Fobiler
Dışarıdan gelen tehlikelere karşı verdiğimiz duygusal yöndeki tepkilere tehlike adı verilir.
Fobilerimiz de hissettiğimiz korkuların bir çeşididir.
Bir duruma karşı duyulan korkunun kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemesine fobi denir.
Fobiler insanlarda sıklıkla görülen anksiyete bozukluklarıdır.
Fobi sahibi olan bireyler, çoğunlukla yer yer yaşadıkları korkunun akıl ve mantık dışı olduğunu bilirler ama bu durumu mantıklı düşünerek çözemez ve üstesinden gelemezler.
Fobiler günümüzde yaygın bir şekilde görülmektedir.
Maksimum görülenler içinde agorafobi, sosyal fobi yahut yükseklik, kapalı alan, böcekler, yılan, gibi daha özgül fobiler yer alır.
Agorafobi : Agorafobi yani alan korkusu olan kişiler, kendilerine yabancı bir yerde kalmaktan, bu yabancı ortamda kendisini küçük düşeceklerinden ve panikleyip bu ortamdan çıkamayacaklarından endişelenirler.
Agorafobisi olan kişiler beyazperdeye, tiyatroya gitmekten, kapalı otoparka veya tünele girmekten, otobüse veya arabaya binmekten çekinirler.
Toplumsal fobi : Bireyler kalabalık ortamlarda bulunmaktan, kalabalık sokaklarda yürümekten, tanımadıkları kişilerle konuşmaktan büyük kaygı duyarlar ve bu durumlardan kaçınırlar.
Bipolar Bozukluk – Manik Depresyon
Bipolar bozukluk; manik-depresif bozukluk olarak da bilinir. İki ayrı dönemi olan, iki uçlu bir ruhsal bozukluktur.
Uçlardan biri manik, şu demek oluyor ki canlılık, diğeri ise depresyon doğrusu çöküş zamanıdır.
Bipolar bozukluk, ferdin kendini çok iyi hissederken, bir süre sonra içine kapanık bir hale gelmesine neden olabilir.
Bipolar bozukluk, kişinin manik depresyon tarafına da uyan ruh hallerine bürünmesine sebep olabilir.
Bu nedenle hastalığa tanı konma aşamasında, psikologlar tarafından yapılacak değerlendirme büyük önem arz etmektedir.
En belirgin özelliği kişinin ruh halinin uçlarda olmasıdır. Bipolar bozukluk en yüksek seviyedeyken birey hiperaktif bir ruh haline bürünür ve kendini çok mutlu hisseder.
Fakat depresyon haline büründüğünde ise dış dünyaya kendini kapabilir ve hatta intihar eğilimi gösterebilirler.
Bipolar bozukluk genetik aktarımla yaşanabileceği gibi, daha sonradan travmalara bağlı olarak da gelişebilir.
Bir Psikoloğa mı İhtiyacınız Var ?
Bizi iletişim numaramızdan arayarak ulaşabilir ve sormak istediklerinizi hiç çekinmeden bizlere sorabilirsiniz.
Ankara Psikolog, Psikolojik Pedagog Merkezi Olarak Sizin Yanınızdayız…